Hitman gerçekten farklı bir tarzı olan bir oyun. Karakterimiz oyunda bir suikastçıyı canlandıyor. Bence oyunun çekiciliği için bu bile yeterli, zaten eskiden beri kötü karakterlere karşı hep büyük bir ilgi duymuşumdur. Bu yüzden Hitman'in tek bölümlük demosunu oynamaktan büyük zevk aldım.

Gelelim oyunumuza... Karakterimiz kel kafalı, takım elbiseli ve acayip soğuk bir tip. Geçmişi ve adı hakkında hiçbir bilgisi yok. Oyunun demosundan anladığıma göre "Agency" adlı gizli bir örgüt adına çalışması için beyni yıkanmış veya hipnotize edilmiş bir tipi canlandırıyor. Ayrıca kafasının arkasında barkod şeklinde dövmesi olan bir adam için başka nasıl bir yorum yapılabilir bilemiyorum.

Tek bölümlük demomuzda Çin mahallesinde arabamızın önünde başlıyoruz. Görevimizle ilgili tüm ayrıntılar notebook'umuzda anlatılıyor. Oyunda en büyük yardımcımız notebook'umuz. Silah seçimimizi bile notebook'tan yapıyoruz; bu bana Bruce Willis'in "Jackal" adlı filmini hatırlattı. Silahlarımız arasında Fibre Wire (boğma teli) bile var. Oyunda özellikle hedefe arkadan sinsice yaklaşarak telle boğmak görmeye değer. Kurbanın boğulurken çıkardığı sesler insanı dehşete düşürüyor. Gerçekten iyi(!) yapılmış. Herhalde birini boğup sesini kaydettiler :) Oyunda kademe kademe görevler veriliyor, bu görevlerde dikkat etmemiz gereken en önemli şeyler sessizlik ve çabukluk. Oyunun yapay zekası iyi ayarlanmış. Karşımızdaki düşmanlar hiç de yabana atılacak cinsten değil. Etrafı incelemek için gezerken bile, bir yerde fazla dolaşırsak düşmanlar varlığımızı hissederek etrafta dolanıp bizi rahatsız etmeye başlıyorlar. Hatta daha da tedirgin olurlarsa, silahlarını çekip ateş bile edebiliyorlar.

Oyunda öldürdüğümüz insanların cesetlerini saklamak mümkün. Hatta cesetleri lağım çukurlarına bile atabiliyoruz. Ama bu bizi bayağı yavaşlatıyor, o yüzden dikkatli davranmak gerek. Eğer cesedi guard'lar veya sivillerden biri bulursa hemen diğerlerine haber veriyor. Bu sayede oyuna adeta "Thief"'teki gibi bir gizlilik havası katılmayı başarmışlar. Oyunda yapmamız gereken en önemli şey, verilen görevleri sessiz ve hızlı bir şekilde bitirmek. Bence, verilen hedefler dışında kimseyi öldürmeyin. Yok "ben katliam yapacağım, etraftaki herkesi temizleyeceğim," diyorsanız ölmeyi de göze alın. O kadar uğraşıp ilerlediğiniz oyun sizin psikopat duygularınız yüzünden mahvolabilir sizi uyarayım. Bana çok oldu :)

Oyunun güzel yanlarından birisi de, öldürdüğünüz kişilerin kıyafetlerini giyebilmeniz. Bu sayede kurbanınızın yerine geçebiliyorsunuz. Örnegin ben oyunun demosunda hedeflerimden biri olan "Red Dragon" adlı mafya liderini öldürüp kıyafetini giydim ve diğer hedef olan polis şefine bu şekilde ulaştım. Oynarken kendinizi bir suikastçının yerine koymalısınız. Bunu başarabilirseniz gerçek oyun atmosferine kendinizi kaptırıyorsunuz. Düşmanlarınızın sizi fark edip etmediğini belirten bir gösterge de ekranın alt köşesinde yerini almış. Oyunda kahramanımızın yerini belli eden bir de haritamız var. Bu harita oyun sırasında bayağı yardımcı olabiliyor.

Oyunun müzikleri bayağı güzele benziyor; ortamın gerilimine göre hareketleniyor veya yavaşlıyor. Herhalde tam sürümünde çok daha güzel olacaktır.Oyunda göze çarpan en önemli eksiklik, karakterimizin zıplama özelliğinin olmaması. Profesyonel bir katil herhalde zıplamayı başarabilirdi. Bununla beraber kapıları açmanız veya bir cismi almanız için aşırı yaklaşmanız gerekiyor. Oyunun bu yönleri de büyük dezavantajlar.

Oyun içinde save etme seçeneği yok, bölüm sonlarında otomatik save ediliyor. Bunu her zaman oyunlar için dezavantaj olarak görmüşümdür. Öte yandan oyundaki heyecanı arttıran bir özellik olduğunu söylemekte yarar var.

Oyunun grafikleri bayağı iyi ve bilgisayarı çok zorlamıyor. Sonuç olarak değişik ve güzel bir oyun. Eğer katillikle ilgileniyorsanız alıp oynayın, en azından ilerisi için tecrübe olur. Profesyonel bir katili canlandırmayı seveceğinize eminim.

Minimum Sistem
Windows 95/98/Me/2000
PII 300
64Mb Ram
12MB'lık 3D grafik kartı


Önerilen Sistem
Windows 95/98/Me/2000
PIII 500
128Mb Ram
32MB'lık GeForce grafik kartı